Burhan Akçin, Türkiye’de tiyatronun yerel ve toplumsal hafızayla buluştuğu bir sanat pratiğini tutku ve süreklilik içinde inşa eden önemli bir tiyatrocu, kurucu ve eğitimci figürüdür. Kocaeli Bölge Tiyatrosu’nun (KBT) kurucusu ve uzun yıllar genel sanat yönetmeni olarak, yalnızca oyun sahnelemekle kalmamış; tiyatroyu kent yaşamının ayrılmaz bir parçası hâline getirmenin yollarını aramıştır.
1951’de Sarıkamış’ta doğan Akçin’in tiyatro yolculuğu genç yaşta başladı. İlk, orta ve lise eğitimini bu coğrafyada tamamladıktan sonra Ankara’da Cebeci Konservatuvarı’na (şimdiki Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı) girerek resmi tiyatro eğitimi aldı ve Cüneyt Gökçer’in en gözde öğrencilerinden biri olarak öne çıktı. Özveri ile sürdürülen bu eğitim sürecinde yaşadığı zorluklar, tiyatro mesleğine olan bağlılığını daha da güçlendirdi.
Akçin’in üretim disiplini, oyunculuk ve sahne kurma pratiğinin yanı sıra tiyatro eğitimi, sahne tasarımı ve yönetmenlik gibi arka plan disiplinlerini de kapsar. Sahne, onun için yalnızca metni canlandırılan bir yer değil, toplumsal deneyimin şekillendiği bir alandır. Bu bakışla, tiyatro performanslarını kent yaşamının bir parçası hâline getirmenin yollarını araştırır; sahnedeki anlatıyı izleyicinin gündelik duyarlılığıyla ilişkilendirir. Bu yönüyle, tiyatro pratiğini yalnızca bir anlatı sanatı değil, toplumsal ve kültürel bir diyalog alanı olarak kurgular.
1979’da Kocaeli Bölge Tiyatrosu Derneği’ni kurarak kendi topluluğunu örgütledi ve o günden bu yana yaklaşık 40 yılı aşkın bir süredir bu kurumun içinde sahneye, perde arkasına ve tiyatro eğitimine emek verdi. Başlangıçta eğitim materyali ve mekân sıkıntılarına rağmen, bugünün modern tiyatro salonlarının temelini atan süreçte öncülük ederek tiyatronun kentte kalıcı bir iz bırakmasını sağladı.
Akçin’in tiyatroyla kurduğu ilişki yalnızca sahnede oyunculukla sınırlı değildir. Onun için tiyatro eğitimi ve aktarımı, genç kuşaklarla köprü kurmanın en değerli yollarından biridir. Yıllar içinde yetiştirdiği oyuncuların bugün ulusal sahnelerde ve ekranlarda yer alması, bu eğitici rolün somut göstergesidir. Birçok çocuğun, gencin ve yetişkinin tiyatroyla ilk temasını Kocaeli Bölge Tiyatrosu ile kurduğu bilinir; bu da onun tiyatro pratiğinin bir eğitim, toplumsal paylaşım ve bireysel dönüşüm alanı olarak kurgulandığını gösterir.
Sanatsal yaklaşımında, tiyatronun yalnızca metin aktarımı olmadığını, aynı zamanda insanın kendisini ve toplumu sorgulama mecrası olduğunu savunur. Bu bakış, klasik dramatik eserlerden çocuk oyunlarına kadar geniş bir repertuar içinde izlenebilir. Oyun seçimleri ve topluluk tasarımı, kendi ifadesiyle “sokakla tiyatroyu buluşturmak” ve sanatın halkla ilişkisini güçlendirmek amacını taşır; bu süreçte tiyatro sahnesi ile kent yaşamı arasında bir süreklilik kurmayı hedefler.
Akçin’in vizyonu, yalnızca tek bir sahneyle sınırlı kalmamakta; festival ve tiyatro okulları aracılığıyla toplumun farklı kesimlerine ulaşmayı da içerir. Özellikle çocuklara ve gençlere yönelik tiyatro festivalleri, yıllardır düzenlenmekte ve katılımcıların tiyatroyla erken yaşta buluşmalarını sağlamaktadır; bu durum, tiyatronun bir toplumsal pratik ve kültürel öğrenim alanı olarak konumlanmasına katkıda bulunur.
Burhan Akçin’le ilgili anekdotlar, onun tiyatroya ve tiyatro sevgisine olan bağlılığını somutlaştırır. Gençliğinde konservatuvara gitme hevesi nedeniyle evinden habersiz ayrılması, o günkü deneyselliğin ve kararlılığın güçlü bir işaretidir. Yaşamı boyunca karşılaştığı zorlukların oyuncu olma hevesini kırmak yerine tiyatro pratiğini daha derin şekilde benimsemesine vesile olması, onun karakterini yansıtır.
Kocaeli Bölge Tiyatrosu’nun yanı sıra Sabancı Kültür Merkezi gibi kültür mekânlarının kuruluş süreçlerinde de aktif rol oynadığı bilinir; bu katkı, sadece sahne üretimini değil, kentin kültürel altyapısının oluşmasına yapılan somut katkıyı da gösterir. Bu tür mekânların işlevsel tasarlanması ve tiyatronun toplumla buluşmasının mekânsal zemine oturtulması, Akçin’in vizyonunun önemli parçalarındandır.
Sanatçının çalışmaları yalnızca yerel bağlamla sınırlı değildir. Tiyatro üretiminin sürdürülebilir olması için yerel yönetimlerle, sivil toplumla, sanatçılarla ve izleyicilerle sürekli diyaloğa giren bir ağ kurmuştur. Bu ağ içinde tiyatronun rolünü yalnız eğlence olarak değil, toplumsal bir bilinç ve kültürel sürdürülebilirlik aracı olarak konumlandırır; bu perspektif, onun düşünsel arka planının derinliğini ortaya koyar.
Burhan Akçin için tiyatro, bireyin kendisini ifade etme biçiminden çok öte, bir toplumsal dönüşüm aracıdır. Kendisinin de vurguladığı gibi:
“Tiyatrocu dede” adını gönüllü benimsediği bu yolculuk, yalnız bir sahne üretimi değil, kuşaklar arası tiyatro sevgisinin aktarılmasıdır.
Bugün Burhan Akçin, Türkiye tiyatro ortamında yetiştirdiği kuşaklar, kurduğu kurum ve sahne ile kent yaşamına bıraktığı iz ile tanınan saygın bir tiyatro duayenidir. Biyografisi, yalnız bir oyuncu veya yönetmen portresi değil; tiyatronun toplumla buluştuğu, sahnenin toplumsal hafızayla ilişkilendiği bir yaşamın anlatısıdır.
Bu bölümde henüz eser bulunmamaktadır.